HAMAM BÖCEĞİ TEORİSİ... ( Temmuz 13 , 2020 )
HAMAM BÖCEĞİ
TEORİSİ IIT ve MIT mezunu, Google Chrome’un başkanı Sundar Pichai’den güzel
bir konuşma | Kişisel gelişim için "Hamam Böceği Teorisi"
Restoranın birinde bir
gün aniden bir hamam böceği belirdi ve orada bulunan bir kadının üzerine
çıktı. Kadın korkudan çığlık atmaya başladı.
Paniklemiş yüzü ve
titreyen sesiyle, can havliyle hamam böceğini üzerinden elleriyle atmaya
çalışırken zıplamaya başladı.
Onun bu tepkisi
bulaşıcı olmuştu, bulunduğu gruptaki diğer insanlar da paniklemişti. Kadın
sonunda hamam böceğini üzerinden atmayı başardı derken… Başka bir kadının
üzerine düştü hamam böceği. Şimdi aynı şeyleri yaşamak için sıra
gruptaki diğer bir kadındaydı.
Garson hemen
imdatlarına koştu. Bu nöbet değişiminde, bu sefer de hamam böceği
garsonun üzerine düştü. Garson dimdik durdu, kendini toparladı ve
gömleğindeki hamam böceğinin davranışlarını gözlemledi. Kendine yeterince
güvendiğini hissettiğinde, hamam böceğini parmaklarıyla tutarak,
restorandan dışarı attı.
Kahvemi yudumlayıp,
curcunayı izlerken, beynimdeki anten birkaç fikir yakaladı ve merak etmeye
başladı, kadınların bu tiyatral, abartılı hareketlerinden hamamböceği mi
sorumluydu?
Eğer öyleyse, neden
garson rahatsız olmadı?
Durumu mükemmele yakın
bir şekilde, hiçbir kargaşa çıkarmadan halletti.
Buna neden olan hamam
böceği değildi, hamam böceğinin sebep olduğu rahatsızlığı o kadınların
giderebilecek kabiliyette olmamasıydı, onları bu denli rahatsız eden buydu.
Farkettim ki, babamın,
karımın veya patronumun bağırması değildi beni rahatsız eden, bana
bağırmalarıyla hissettiğim rahatsızlıkla başa çıkamamamdı.
Yoldaki trafik değildi
beni rahatsız eden, trafik sıkışıklığıyla oluşan sıkıntılı durumu
halledemeyecek olmamdı.
Hayatımızdaki
kargaşayı yaratan şey, problemin kendisinden çok bizim ona verdiğimiz
tepkidir.
Hayatta olaylara tepki
vermek yerine, olaylara cevap vermeliyiz.
Kadınlar hamam
böceğine tepki verirken, garson ise cevap verdi.
Tepkiler içgüdüsel
olarak gösterilen şeylerken, cevaplar etraflıca düşünülerek
oluşturulmuş şeylerdir.HAYATI anlamanın güzel bir yolu
Yeni evli çift...
“Yeni evlenmiş bir adam eşiyle birlikte evine dönüyormuş. Botlarıyla
birlikte bir nehri geçmektelermiş fakat aniden büyük bir fırtına çıkmış.
Adam bir savaşçıymış fakat buna rağmen eşi çok korkmuş çünkü
fırtınadan kurtulmalarının imkânı yok gibi gözüküyormuş. Botları çok
küçükmüş ve fırtına öylesine devasa bir büyüklükteymiş ki her an
batabilirlermiş. Fakat tüm bunlara rağmen adam sanki hiçbir şey
olmuyormuş gibi sessiz ve sakince oturmaktaymış. Kadın korkudan tir tir
titrerken adama: ‘Sen korkmuyor musun? Bu hayatımızın son anı olabilir! Nehrin
karşı tarafına ulaşamayacağız gibi gözüküyor. Yalnızca bir mucize bizi
kurtarabilir, aksi hâlde ölümümüz kesin. Korkmuyor musun?
Aklını mı kaçırdın’
demiş. Adam gülmüş ve kılıcını kınından çıkardığı gibi kadının boynuna
hızla yaklaştırmış. Kılıç kadının boynuna o kadar yakınmış ki neredeyse
kadının boynuna değecekmiş. Adam kadına: ‘Korktun mu’ diye sormuş. Bunun
üzerine kadın gülmeye başlamış ve demiş ki: ‘Eğer kılıç senin elindeyse
neden korkayım ki? Beni sevdiğini biliyorum.’ Adam kılıcını kınına sokmuş ve
demiş ki: ‘Sana cevabım budur. Tanrı’nın beni sevdiğini biliyorum; kılıç
onun elinde, fırtına onun elinde… Her ne
olursa iyi olacaktır. Eğer fırtınadan kurtulabilirsek iyi, kurtulamazsak o da
iyi…
Çünkü her şey onun
elindedir ve o asla yanlış bir şey yapmaz.’ İşte, insanın özümsemesi
gereken güven budur. Böylesi bir güven tüm hayatını değiştirebilir.
Eğer evrene güvenirsen çok geçmeden sakinleşip sessizleşeceksin; mutlu ve neşeli olup, bayram edeceksin çünkü evren bayram etmektedir. Üzgün değildir evren; bir şarkıdır o, çok güzel bir şarkı ve dans sürüp gider. Bu dansın bir parçası ol ve doğana güven; tek yol budur. Kendine güvenmekle, seni yaratan Tanrı’ya güveneceksin. Eğer kendine güvenmiyorsan, seni yaratan Tanrı’ya da güvenin yoktur.”
Osho
Yorumlar
Yorum Gönder